Bu çalışmada, medyanın ilk insandan günümüze evrimi ele alınarak, gelenekselden moderne, modernden postmoderne ve hipermoderne geçiş süreçlerinde medyanın karakteri değerlendirilmektedir. Geleneksel zamanlardan modern zamanlara ve ötesine, dünyanın fiziksel yapısından metafizik yapısına, değerlerden yaklaşımlara kadar her şey değişmiştir; medya denilen araçlar da akıl almaz dönüşümler yaşamıştır. Pek çok küresel dönüşümün yaşandığı 20. yüzyıl, “modern” dönem teorilerinin meşrulaştırılması ve insanların tamamen yeni bir küresel evrede postmodernite içinde yaşayıp yaşamadığı konusunda bir tartışma başlatmıştır. Bu çalışma bir yandan henüz net olarak tanımlanamayan modernite, postmodernite ve hipermodernite kavramlarına açıklık getirmeye çalışırken, diğer yandan medyanın yaklaşık 200 yıllık süreçteki teknik gelişmeleri ve evrimini ele almaktadır. Çalışmada kavramsal açıklamalardan ve kuramsal yapıdan yola çıkılarak, medyanın yeni medya uygulamalarındaki sorunlara kadar farklı dönemlerde nasıl bir evrim geçirdiği değerlendirilmektedir. Her modern dönüşümle birlikte yeni sorunların ortaya çıktığı vurgulanmaktadır. Artık çok az insan ev telefonu veya analog kamera kullanmakta ve çok azı mektupla iletişim kurmaktadır. Yüksek iletişim teknolojisi tüm alışkanlıkları değiştirmiştir. Modern biçemp daha da ileri giderek postmoderne, o da hipermoderne dönüşmüştür.