Günümüzde birçok alanda varlığını gösteren sanal gerçeklik kavramı, sanat alanında da oldukça etkin bir biçimde kullanılmaktadır. Çağdaş sanatın dijitalleşen yapısını desteklemekle beraber etkileşimli özelliğiyle sanatı farklı bir boyuta taşıdığı görülen ve sanat ile teknolojiyi birleştiren sanal gerçeklik, çağdaş sanatçıların tercih ettiği bir ifade biçimi haline gelmektedir. Söz konusu sanatsal üretimlerde tipografik unsurların kullanımı da etkileşimli sanal deneyimi farklı boyutlara taşımaktadır. Araştırma, alanının ilk örneklerinden olan, sanatçı Jeffrey Shaw’a ait “The Legible City” örneği üzerinden sanal tipografi kullanımının nasıl olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu anlamda öncelikle sanal gerçeklik kavramı tanımlanmış, sonrasında sanal tipografinin kullanıldığı projeler incelenerek sunulmuştur. Buna göre sanal tipografinin kendi içerisinde farklı bir dinamiğe sahip olduğu ve buna göre tasarım çözümleri geliştirildiği sonucuna ulaşılmıştır. Basılı ortamda tipografik tasarımlara göre sanal tipografide metin ile okunabilirlik arasındaki ilişkinin daha karmaşık bir yapıda olduğu görülmüştür. Araştırma, dijitalleşme ile birlikte tipografinin günümüzdeki kullanım olanaklarını sunması ve sanal tipografi hakkında kaynak oluşturması bakımından önem taşımaktadır.