ABD halkı 5 Kasım 2024 tarihinde yapılan seçimde, ülkenin 47. Başkanı olarak, Donald Trump’ı seçmiştir. Bu makalede; Trump’ın kamuoyu araştırmalarında rakibinin gerisinde olduğu halde, 47. ABD Başkanlığını nasıl kazandığı incelenmiştir. Hakkında açılan davaların, 34’ünden suçlu bulunan ve birçok otoriteye göre; “Bir daha seçilemez” denen Trump’ın, ‘kazanmak’ için nasıl bir “iletişim stratejisi” uyguladığı araştırılmıştır. Trump, son dönemlerin en yaygın iletişim araçları olan “dijital platform”ları çok iyi kullanarak, rakibi Harris’e karşı büyük bir üstünlük sağlamıştır. Trump bunun için; dünyanın en önemli sosyal medya ağlarından olan (X), Meta, Amazon ve TikTok’un desteğini yanına almıştır. Trump’ın, 2020 seçimini kaybetmesinin bir nedeni de, bu önemli dijital medyayı kullanan özellikle genç seçmene ulaşamamak olduğu gösterilmiştir. Ancak Twitter, 2022 yılında iş insanı Elon Musk tarafından satın alındıktan sonra adını (X) olarak değiştirip, neredeyse platformu, Trump’ın başkan adaylığının emrine vermiştir. Ayrıca Musk’ın kendisi de, her gün düzenli olarak birkaç mesaj atıp, seçmen nezdinde Trump’ı desteklemiştir. Musk’ın, bu davranışından dolayı, siyasi litaratüre “Dijital Destekli Totaliter Diktatörlük” (Digitally Enabled Totalitarian Dictatorship) adlı ilginç bir kavram girmiştir. Trump; “iletişim stratejisi” olarak, sosyal medya ağlarını seçme yoluna gitmiş, sevilen sosyal medya fenomenlerinin programlarına defalarca katılmıştır. 2024 yılı, ABD Başkanlık seçimlerinin kazanılmasında, “Dijital İletişim”in büyük bir etkisi olmuştur. “Dijital otoriterlik” hükümetlerin, vatandaşlarını teknoloji aracılığıyla kontrol etmesinin bir yolu olarak görülmekte ve internetin insan özgürlüğünün bir motoru olduğu kavramını tersine çevirdiği olarak yorumlanmaktadır.